Bediüzzaman Hazretler buyuruyor ki;
:: KÜLTÜR-SANAT-EĞİTİM :: dinimiz islam :: dualar :: her güne bir dua
1 sayfadaki 1 sayfası
Bediüzzaman Hazretler buyuruyor ki;
Bediüzzaman Hazretler buyuruyor ki;
Kur'an da dua ile alâkalı çok âyetler vardır. Bu âyetlerden biri olan "(25:77) de buyuruluyor: "Ey insanlar! Duaniz olmazsa ne ehemiyetiniz var." mealindeki âyetin beş nüktesini dinle:
Birinci nükte: Dua bir sırr-ı azim-i ubudiyettir. Belki ubudiyetin ruhu hükmündedir. Çok yerde zikrettiğimiz gibi dua üç nevidir: Birinci nevi dua: İstidad lisanıyladır ki, bütün hububat, tohumlar lisan-ı istidad ile, Fatır-ı Hakim'e dua ederler ki: "Senin nukuş-u esmanı mufassal göstermek için, bize neşv ü nema ver; küçük hakikatımızı sünbülle ve ağacın büyük hakikatına çevir.
Hem şu istidad lisanıyla dua nev'inden birisi de şudur ki: Esbabın içtimaı, müsebbebin icadına bir duadır. Yani esbab bir vaziyet alır ki, o vaziyet, bir lisan-ı hal hükmüne geçer. Ve müsebbebi, Kadir-i Zülcelal'den dua eder, isterler. Mesela: Su, hava, toprak, ziya bir çekirdek etrafında bir vaziyet alarak, o vaziyet bir lisan-ı duadır ki: "Bu çekirdeği ağaç yap, ya Halıkınız!" derler. Çünki o mucize-i harika Kudret olan ağaç; o şuursuz, camid, basit maddelere havale edilmez, havalisi muhaldir. Demek içtima-ı esbab, bir nevi duadır.
İkinci nevi dua: İhtiyac- ı fıtri lisanıyladır ki, bütün ziyahatların iktidar ve ihtiyarları dahilinde olmıyan hacetlerini ve matlablarını, ummadıkları yerden vakt-i münasibde onlara vermek için, Halik-ı Rahim'den bir nevi duadır. Çünki iktidar ve ihtiyarları haricinde, bilmedikleri yerden vakt-i münasibde onlara bir Hakim-i Rahim gönderiyor. Etleri yetişmiyor; demek o ihsan, dua neticesidir.
Elhasıl: Bütün kâinattan Dergah-ı İlahiyeye çıkan bir duadır. Esbab olanlar, müsebbebatı ALLAH'tan isterler.
Üçüncü nevi dua: İhtiyaç dairesinde zişuurların duasıdır ki, bu da iki kısımdır. Eğer ıztırar derecesine gelse veya ihtiyacı fıtriye tam münasebetdar ise veya lisan-ı istidata yakınlaşmış ise veya safi, halis kalbin lisanıyla ise, ekseriyet-i mutlaka ile makbuldur. Terakkiyat-ı beşeriyenin kısm-ı azamı ve keşfiyatları, bir nevi dua neticesidir. Havarık-i medeniyet dedikleri şeyler ve ve leşfiyatlarına medarı iftihar zannettikleri emirler, manevi bir dua neticesidir. Halis bir lisan-ı istidad ile istenilmiş, onlara verilmiştir. Lisan-ı istidad ile ve lisanı- ihtiyac-ı fıtri ile olan dualar dahi, bir mani olmazsa ve şerait dahilinde ise, daima makbuldurler.
İkinci kısım; meşhur duadır. O da iki nevidir; Biri fiili, biri kavli. Mesela; Çift sürmek, fiili bir duadır. Rızkı topraktan değil, belki toprak, hazine,i rahmetin bir kapısıdır ki, rahmetin kapısı toprağı saban ile çalar...
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Dua
ALLAH'ım, kalplerimizi imân ve Kur'ân nuruyla nurlandır. ALLAH'ım, bizi Sana muhtaç olduğumuzun şuuruyla zenginleştir; Senden müstağnî durma fakirliğine düşürme. Kendi güç ve kuvvetimizden teberrî ediyor, Senin havl ve kuvvetine sığınıyoruz. Bizi Sana tevekkül edenlerden kıl. Bizi nefsimizin eline bırakma. Bizi, koruyuculuğunla muhâfaza eyle. Bize ve erkek, kadın bütün müminlere merhamet et. Kulun, peygamberin, seçtiğin, dostun, mülkünün güzelliği, masnuâtının melîki ve sultanı, inâyetinin gözbebeği, hidâyetinin güneşi, hüccetinin lisânı, rahmetinin timsâli, mahlûkatının nuru, mevcudâtının şerefi, mahlûkatının çokluğu içinde birliğinin kandili, kâinat tılsımının keşşâfı, rubûbiyet saltanatının dellâlı, hoşnut olduğun şeylerin tebliğ edicisi, gizli isimlerinin tanıtıcısı, kullarının muallimi, âyetlerinin tercümânı, rubûbiyet güzelliğinin aynası, şuhud ve işhâdının medârı, âlemlere rahmet olarak gönderdiğin habîbin ve resûlün olan Efendimiz Muhammed'e, onun bütün âl ve ashâbına, kardeşleri olan diğer peygamber ve resûllere, melâike-i mukarrebîne ve sâlih kullarına salât ve selâm eyle.Âmin.
Bediüzzaman'dan!
Amin.
Kur'an da dua ile alâkalı çok âyetler vardır. Bu âyetlerden biri olan "(25:77) de buyuruluyor: "Ey insanlar! Duaniz olmazsa ne ehemiyetiniz var." mealindeki âyetin beş nüktesini dinle:
Birinci nükte: Dua bir sırr-ı azim-i ubudiyettir. Belki ubudiyetin ruhu hükmündedir. Çok yerde zikrettiğimiz gibi dua üç nevidir: Birinci nevi dua: İstidad lisanıyladır ki, bütün hububat, tohumlar lisan-ı istidad ile, Fatır-ı Hakim'e dua ederler ki: "Senin nukuş-u esmanı mufassal göstermek için, bize neşv ü nema ver; küçük hakikatımızı sünbülle ve ağacın büyük hakikatına çevir.
Hem şu istidad lisanıyla dua nev'inden birisi de şudur ki: Esbabın içtimaı, müsebbebin icadına bir duadır. Yani esbab bir vaziyet alır ki, o vaziyet, bir lisan-ı hal hükmüne geçer. Ve müsebbebi, Kadir-i Zülcelal'den dua eder, isterler. Mesela: Su, hava, toprak, ziya bir çekirdek etrafında bir vaziyet alarak, o vaziyet bir lisan-ı duadır ki: "Bu çekirdeği ağaç yap, ya Halıkınız!" derler. Çünki o mucize-i harika Kudret olan ağaç; o şuursuz, camid, basit maddelere havale edilmez, havalisi muhaldir. Demek içtima-ı esbab, bir nevi duadır.
İkinci nevi dua: İhtiyac- ı fıtri lisanıyladır ki, bütün ziyahatların iktidar ve ihtiyarları dahilinde olmıyan hacetlerini ve matlablarını, ummadıkları yerden vakt-i münasibde onlara vermek için, Halik-ı Rahim'den bir nevi duadır. Çünki iktidar ve ihtiyarları haricinde, bilmedikleri yerden vakt-i münasibde onlara bir Hakim-i Rahim gönderiyor. Etleri yetişmiyor; demek o ihsan, dua neticesidir.
Elhasıl: Bütün kâinattan Dergah-ı İlahiyeye çıkan bir duadır. Esbab olanlar, müsebbebatı ALLAH'tan isterler.
Üçüncü nevi dua: İhtiyaç dairesinde zişuurların duasıdır ki, bu da iki kısımdır. Eğer ıztırar derecesine gelse veya ihtiyacı fıtriye tam münasebetdar ise veya lisan-ı istidata yakınlaşmış ise veya safi, halis kalbin lisanıyla ise, ekseriyet-i mutlaka ile makbuldur. Terakkiyat-ı beşeriyenin kısm-ı azamı ve keşfiyatları, bir nevi dua neticesidir. Havarık-i medeniyet dedikleri şeyler ve ve leşfiyatlarına medarı iftihar zannettikleri emirler, manevi bir dua neticesidir. Halis bir lisan-ı istidad ile istenilmiş, onlara verilmiştir. Lisan-ı istidad ile ve lisanı- ihtiyac-ı fıtri ile olan dualar dahi, bir mani olmazsa ve şerait dahilinde ise, daima makbuldurler.
İkinci kısım; meşhur duadır. O da iki nevidir; Biri fiili, biri kavli. Mesela; Çift sürmek, fiili bir duadır. Rızkı topraktan değil, belki toprak, hazine,i rahmetin bir kapısıdır ki, rahmetin kapısı toprağı saban ile çalar...
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Dua
ALLAH'ım, kalplerimizi imân ve Kur'ân nuruyla nurlandır. ALLAH'ım, bizi Sana muhtaç olduğumuzun şuuruyla zenginleştir; Senden müstağnî durma fakirliğine düşürme. Kendi güç ve kuvvetimizden teberrî ediyor, Senin havl ve kuvvetine sığınıyoruz. Bizi Sana tevekkül edenlerden kıl. Bizi nefsimizin eline bırakma. Bizi, koruyuculuğunla muhâfaza eyle. Bize ve erkek, kadın bütün müminlere merhamet et. Kulun, peygamberin, seçtiğin, dostun, mülkünün güzelliği, masnuâtının melîki ve sultanı, inâyetinin gözbebeği, hidâyetinin güneşi, hüccetinin lisânı, rahmetinin timsâli, mahlûkatının nuru, mevcudâtının şerefi, mahlûkatının çokluğu içinde birliğinin kandili, kâinat tılsımının keşşâfı, rubûbiyet saltanatının dellâlı, hoşnut olduğun şeylerin tebliğ edicisi, gizli isimlerinin tanıtıcısı, kullarının muallimi, âyetlerinin tercümânı, rubûbiyet güzelliğinin aynası, şuhud ve işhâdının medârı, âlemlere rahmet olarak gönderdiğin habîbin ve resûlün olan Efendimiz Muhammed'e, onun bütün âl ve ashâbına, kardeşleri olan diğer peygamber ve resûllere, melâike-i mukarrebîne ve sâlih kullarına salât ve selâm eyle.Âmin.
Bediüzzaman'dan!
Amin.
ecir- Üye
-
Mesaj Sayısı : 196
Yaş : 48
sanal hayvan :
ruh hali :
Kayıt tarihi : 18/02/09
:: KÜLTÜR-SANAT-EĞİTİM :: dinimiz islam :: dualar :: her güne bir dua
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz